Tonguç Ali Anıl Köşe Yazısı; Bize Ne Oldu?
Memleket Samsun Haber Sitesi Köşe Yazarı Tonguç Ali Anıl, yeni yazısı "Bize ne oldu?" ile toplumsal değerlerimizin değişimini yüreklere dokunan bir dille ele alıyor. Tonguç Ali Anıl, "Bir garibanın sırtını bir hırka ile örtemeden, bir çocuğun yüzünü gülümsetmeden, ihtiyaç sahibi bir sofraya bir tas çorba koyamadan geçen ömür, gerçekten ömür müdür?" sorusuyla okuyucuyu derinden sarsıyor.
Bir zamanlar komşuluk ilişkilerinin sıcaklığını, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu hatırlatan Tonguç Ali Anıl, günümüz modern yaşamında kaybolan insani değerlere dikkat çekiyor: "Duvarlar kalınlaştıkça, kalpler katılaştı. Şehirler büyüdükçe, insanlar ve insanlık küçüldü. İnsani değerler, toprağa karışan yağmur gibi kayboldu gitti."
Bu çarpıcı yazı, okuyucuyu kendi içine dönmeye ve "Bize ne oldu?" sorusunu tekrar düşünmeye davet ediyor.
İŞTE O YAZI!
Bir garibanın sırtını bir hırka ile örtemeden, bir çocuğun yüzünü gülümsetmeden, ihtiyaç sahibi bir sofraya bir tas çorba koyamadan geçen ömür, gerçekten ömür müdür?
Bir zamanlar bizim toplumumuzda komşunun bacasından duman tütmüyorsa, o evde yemek pişmediği anlaşılır, hemen bir kap yemek gönderilirdi. Şimdi apartmanlarda yan dairede kim yaşar, ne yer ne içer, hasta mıdır, yoksul mudur bilen yok. Duvarlar kalınlaştıkça, kalpler katılaştı. Şehirler büyüdükçe, insanlar ve insanlık küçüldü. İnsani değerler, toprağa karışan yağmur gibi kayboldu gitti.
Sahi dostlar, bize ne oldu? Biz ne zaman böyle olduk? Ne zaman sofralarımız sadece bize özel, evlerimiz sadece bizim kalemiz, dertlerimiz yalnız bize ait oldu? Eskiden yardımlaşma, paylaşma kültürü vardı. Yardımlaşmak ayıplanmazdı ama gizli yapılırdı. Veren el, alan eli görmezdi. Şimdi yardım bile reklam aracına dönüştü. Çocuklara montlar, botlar değil, reklam dağıtılıyor adeta. Bir tas çorba verirken bile fotoğraf çekilmese sanki yardım, sevabını kaybedecek sanılıyor!
Dijital ekranların parıltısı, kalplerimizi kararttı. Komşuluk yerini “takip”e, dayanışma yerini “beğeni”ye bıraktı. Yardımseverlik, kalpten kalbe akan bir niyet olmaktan çıkıp, izlenme oranlarına göre yapılan stratejik hamleler haline geldi. Hangi ara bir çocuğun başını okşamayı unuttuk? Hangi ara yolda yürüyen yaşlı bir teyzenin torbasını taşımak “yabancının işi” oldu?
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!