Siyaset, halkın derdiyle dertlenmek, yetkiyi sorumlulukla taşımak meselesidir. Hele ki yerel yönetim gibi doğrudan vatandaşla temas eden bir alandaysanız, hizmet üretmek değil, hizmete koşmak mecburiyetindesiniz. Ama gelin görün ki Tekkeköy’de koltuğa oturan Mustafa Candal için durum pek öyle ilerlemiyor. Vatandaşın gözü hizmette, personelin eli maaş bordrosunda, ama başkan göbek atıyor.
Seçim döneminde, eski Belediye Başkanı Hasan Togar’ı “Yaptın da bubanın parasıyla mı yaptın?” diyerek eleştiren Candal, bugün o babanın parasına da, devletin kaynağına da ulaşamamış gibi görünüyor. Ya da ulaşıyor da, nereye harcadığı tam bir muamma. Çünkü ne personelin maaşı ödeniyor, ne tazminatlar karşılanıyor, ne de somut bir hizmet ortada. Tekkeköy halkı hizmet beklerken, belediye çalışanı geçim mücadelesi veriyor. Öte yandan da tüm bunlar yaşanırken kulislerde belediyeye 850 milyon civarında fatura girişi olduğu söylemleri havada uçuyor. Bu bilgi gerçekse, personel maaşsız kalmaya devam edecektir.
100 Gündür Maaş Yok, Ama Göbek Var
Tekkeköy Belediyesi'nde memur ve işçiler tam 100 günü aşkın süredir maaş alamıyor. İnsanlar evine ekmek götüremiyor, markete yüzü tutmuyor. Belediyeden ayrılan işçilerin sayısı her geçen gün artıyor. Çaresiz kalan bazı çalışanlar, yasal haklarını kullanarak “haklı fesih” yoluna giderken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) adeta isyanın adresine dönüşmüş durumda.
Ancak tüm bu tabloya rağmen Başkan Candal'ın çözüm olarak sunduğu ilk şey ne biliyor musunuz? Arazi satışı! Evet, göreve gelir gelmez ilk refleksi, Tekkeköy’ün toprağını satmak oldu. Bu Başkan göreve geldiğinde ise eski Başkan Hasan Togar'ın Tekkeköy'de bilmem ne kadar arsa sattığı yönünde ilçenin her tarafına da afişler astırmıştı.
Hem de bu araziler, işten çıkarılan 167 işçinin tazminatına temlikli durumda. Yani, belediyenin kendine ait olmayan kaynakları bile ipotekli. O eleştirdiğiniz hakkında ileri geri konuştuğunuz Hasan Togar, hem ilçeye o kadar hizmet yaptı, hem de personel maaşını geciktirmedi. Bunu da hangi parayla yaptığının çok önemi yok. Önemli olan personeli mağdur etmemekti.
Tazminat Dağ Gibi Büyüyor
Seçim sonrası belediyeden çıkarılan 167 işçi için hesaplanan tazminat yükü on milyonlarca lirayı buluyor. Kimi işçinin kıdemi 1 yıl, kiminki 20 yıl. İhbar, kıdem, yıllık izin, fazla mesai, arabulucu ve avukatlık ücretleri derken, her işçinin belediyeye maliyeti yüz binlerle ifade ediliyor. Ama Candal yönetimi, tüm bu yükün altına girmeyi göze alıp yeni personel alımı yapmaya devam ediyor. Sorarım size, bu nasıl bir mali disiplin, bu nasıl bir yönetim anlayışı?
Esnafla da Arası Bozuk
Candal’ın açtığı "kent lokantası" da başka bir kriz başlığı. Türkiye’de belediyeler, kent lokantalarını dar gelirli yurttaşlar için bir sosyal destek mekanizması olarak kullanırken, Tekkeköy’de bu iş doğrudan esnafla rekabete dönüştü. Merkezin göbeğinde açılan lokanta 100 TL’ye yemek satarken, çevresindeki lokanta sahipleri sinek avlıyor. Bu da gösteriyor ki, sosyal hizmet adı altında yapılan işin planlaması sıfır, zararı çok.
Ve Son Söz: Erik Dalı
Bunca krizin ortasında, işçi maaşını alamamışken, icralar kapıya dayanmışken, Başkan Mustafa Candal’ın “Erik Dalı” oynarken çekilmiş görüntüleri servis edildi. O an sadece bir göbek değil, Tekkeköy halkının aklıyla da alay edildi. Göreve geldiğiniz günden bu yana tek somut faaliyetinizi soranlara “Erik Dalı” mı göstereceksiniz?
Sayın Candal, siz seçildiniz, evet. Bu halk ilçesini ayağa kaldırmanız için size yetki verdi. Koltuğa dans etmek için değil, hizmet etmek için oturdunuz. Artık ya gerçek bir yönetici gibi davranırsınız ya da geçmişte AK parti'ye ve AK Parti'nin vekiline, teşkilatına, belediya başkanlarına söylediklerinize rağmen sizi bu göreve aday gösterenler de, bu vebalin altına girer.
Tekkeköy sizi izliyor. Bu kez elinizde ne Togar bahanesi var, ne de Erik Dalı melodisi her şeyi unutturur.