160*600 sol
Sitenin sağ 160 600
Ahmet Çağdaş Çatoğlu
Köşe Yazarı
Ahmet Çağdaş Çatoğlu
 

MAKAM ZEHİRLENMESİ!

Demokrasilerin olmazsa olmazı seçimleri geride bıraktık. Üç ay'ı aşkın süren belediye başkanlığı yarışları, milletimizin sandıklara yansıttığı irade ile sonuçlandı. Halkın oyunu, desteğini alarak seçim kazanan belediye başkanları, makam koltuklarına oturdu ve yönetim kadrolarını oluşturarak yeni dönem için düğmeye bastı. İşin kolay kısmının seçim kazanmak zannedenler, asıl olayın belediyeyi yönetmek olduğunu daha ilk günlerde anlamaya başladı. Şimdi zorlu bir beş yıl belediye başkanlarını bekliyor. İş hayatının 9,5 yılını belediye çatısı altında geçiren, 21 yıllık gazetecilik hayatında belediyeleri yakından takip ederek, olumlu ya da olumsuz konuları haberleştiren biri olarak, belediyelerde neler yaşanabileceğini iyi biliyorum! Birçok belediye başkanı, 'makam zehirlenmesi' dediğimiz hastalığın pençesine düşecek! Bu hastalık onlarda unutkanlık yapacak. Öyle de bir unutkanlık yapacak ki, seçim döneminde verdikleri sözlerin neredeyse tamamını hatırlamayacaklar. Daha ilk günlerde yanlarında yerlerini alacak olan 'sırtlan' modellerin etkisi altına girecekler. Yanlış görevlendirmeler, ödül niteliğinde konum yükseltmeler falan derken, kraldan fazla kralcıların yolları açılacak. Birkaç ay öncesine kadar herhangi birisi iken, herkesin 'başkanım' diye hitap ederek saygı gösterdiği biri haline gelmek, her bünyenin kaldırabileceği bir ağırlık değildir. Bunun örnekleriyle dolu bir şehirde yaşıyoruz! Kibir abidelerinin, siyasetin çöplüğündeki yerlerini almalarını izledik kaç dönemi! Yola çıktıklarını, yol yürüdüklerini, birlikte mücadele ettiklerini yarı yolda bırakan her belediye başkanı, başarısızlığa mahkum olmuştur. Belediye personeli ile uğraşan, belediyeleri siyasi intikam arenası haline getiren, insanların ekmekleriyle oynamayı bir yöneticilik başarısı zannedenlerin, başkanlıkları sona erdiğinde selam verecek ya da alacak kimseyi bulamaması da bundandır! Tecrübeyle sabit bir konu da akrabalık ilişkileridir! Hiç bir vasfı olmadığı, mesleki yeterliliği bulunmadığı, kimse tarafından sevilmediği halde koltuk verilen tipleri, her dönem ve neredeyse çoğu belediyede görüyoruz. Siyasi kaygıları bulunmayan, seçim dönemlerinin rüzgargülü olan bu tiplerin kafaları genelde 'ticaret' odaklıdır! Bunun aksi örnekler de vardır elbette ama büyük bir çoğunluğun böyle olduğunu/olacağını tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Akbaba, pardon... Akraba ilişkileri her zaman zarar verir! Ben bugüne kadar, akraba görevlendirmeleri ile başarı elde eden bir belediye başkanı görmedim! Gören varsa söylesin. Çok sayıda isim ilk kez belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. Etraflarında, halk arasında 'taklacı' diye adlandırdığımız dalkavuk tiplerin sayısı bir hayli fazla olacak! Başkanım en iyisini sen bilirsin, en iyisini sen yaparsın, sen üstün zekasın, Allah seni başkan olasın diye yaratmış gibi ifadelerle büyülü bir dünya oluşturacaklar. İşte tam da bu noktada, gözüne perde inip, sadece dalkavukların seslerini duyanlar, beş yılın nasıl geçtiğini anlamadan, 'kendisi iyi ama ekibi kötü' mazereti eşliğinde koltuğuna veda edecekler! Ortak akıla önem veren, eleştiriler ile kendisine yön çizen, halkının sorunlarını bilen, çözüm üreten, dalkavuklarla değil de işin ehli insanlarla yol yürüyenler ise bir 'belediyecilik markası' haline gelecektir. Bunun örneği de hem ülkemizde, hem de şehrimiz de bir hayli fazladır. Seçim kazanmak kolaydır! Zor olan; Bir sonraki dönemde milletin yeniden desteğini alarak, tekrar başkan seçilecek kadar 'başarılı' olmaktır. Başarılı bir belediye başkanı olmak için, Ainstein olmaya gerek yok. Şöyle bir hafıza tazeleyip, seçim kaybeden belediye başkanlarına bakmak yeterli olacaktır. Halkın gönlüne giremeyen, hizmet noktasında yetersiz kalan, yönetim zaafiyeti yaşayan, personeline tepeden bakan her belediye başkanı, önündeki ilk seçimde kaybetmiştir! Yıllardır böyledir, yıllarca da böyle olacaktır! Beş yılı uzun sananlara küçük bir hatırlatma yapmakta da fayda var! İlk altı ay misafir ağırlamalar, hayırlı olsunlarla geçecek. İkinci altı ayda, ilk altı ayda verilen yanlış kararlar düzeltilmeye çalışılacak. Gitti mi bir yıl! Son bir yıl da seçim işleriyle geçecek! Elde var üç yıl! Onun da bir yılı tatiller, izinler, bayramlar, seyranlarla geçecek! Yani yapılacak olan topu topu iki yıl belediye başkanlığı! Onu da güzel yapan, marka olur! Uzun lafın kısası; Perşembe'nin gelişi, Çarşamba'dan belli olur! Kim nasıl başlarsa öyle gider. Umarım yeni belediye başkanları iyi başlar ve iyi gider. Yoksa beş yıl sonra, 'Görevi yeni belediye başkanımıza devrediyorum' diye tören eşliğinde koltuğu teslim etmek zor gelir!
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2024 - Çarşamba

MAKAM ZEHİRLENMESİ!

Demokrasilerin olmazsa olmazı seçimleri geride bıraktık. Üç ay'ı aşkın süren belediye başkanlığı yarışları, milletimizin sandıklara yansıttığı irade ile sonuçlandı. Halkın oyunu, desteğini alarak seçim kazanan belediye başkanları, makam koltuklarına oturdu ve yönetim kadrolarını oluşturarak yeni dönem için düğmeye bastı.

İşin kolay kısmının seçim kazanmak zannedenler, asıl olayın belediyeyi yönetmek olduğunu daha ilk günlerde anlamaya başladı. Şimdi zorlu bir beş yıl belediye başkanlarını bekliyor. İş hayatının 9,5 yılını belediye çatısı altında geçiren, 21 yıllık gazetecilik hayatında belediyeleri yakından takip ederek, olumlu ya da olumsuz konuları haberleştiren biri olarak, belediyelerde neler yaşanabileceğini iyi biliyorum!

Birçok belediye başkanı, 'makam zehirlenmesi' dediğimiz hastalığın pençesine düşecek! Bu hastalık onlarda unutkanlık yapacak. Öyle de bir unutkanlık yapacak ki, seçim döneminde verdikleri sözlerin neredeyse tamamını hatırlamayacaklar. Daha ilk günlerde yanlarında yerlerini alacak olan 'sırtlan' modellerin etkisi altına girecekler. Yanlış görevlendirmeler, ödül niteliğinde konum yükseltmeler falan derken, kraldan fazla kralcıların yolları açılacak.

Birkaç ay öncesine kadar herhangi birisi iken, herkesin 'başkanım' diye hitap ederek saygı gösterdiği biri haline gelmek, her bünyenin kaldırabileceği bir ağırlık değildir. Bunun örnekleriyle dolu bir şehirde yaşıyoruz! Kibir abidelerinin, siyasetin çöplüğündeki yerlerini almalarını izledik kaç dönemi!

Yola çıktıklarını, yol yürüdüklerini, birlikte mücadele ettiklerini yarı yolda bırakan her belediye başkanı, başarısızlığa mahkum olmuştur. Belediye personeli ile uğraşan, belediyeleri siyasi intikam arenası haline getiren, insanların ekmekleriyle oynamayı bir yöneticilik başarısı zannedenlerin, başkanlıkları sona erdiğinde selam verecek ya da alacak kimseyi bulamaması da bundandır!

Tecrübeyle sabit bir konu da akrabalık ilişkileridir! Hiç bir vasfı olmadığı, mesleki yeterliliği bulunmadığı, kimse tarafından sevilmediği halde koltuk verilen tipleri, her dönem ve neredeyse çoğu belediyede görüyoruz. Siyasi kaygıları bulunmayan, seçim dönemlerinin rüzgargülü olan bu tiplerin kafaları genelde 'ticaret' odaklıdır! Bunun aksi örnekler de vardır elbette ama büyük bir çoğunluğun böyle olduğunu/olacağını tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok. Akbaba, pardon... Akraba ilişkileri her zaman zarar verir! Ben bugüne kadar, akraba görevlendirmeleri ile başarı elde eden bir belediye başkanı görmedim! Gören varsa söylesin.

Çok sayıda isim ilk kez belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. Etraflarında, halk arasında 'taklacı' diye adlandırdığımız dalkavuk tiplerin sayısı bir hayli fazla olacak! Başkanım en iyisini sen bilirsin, en iyisini sen yaparsın, sen üstün zekasın, Allah seni başkan olasın diye yaratmış gibi ifadelerle büyülü bir dünya oluşturacaklar. İşte tam da bu noktada, gözüne perde inip, sadece dalkavukların seslerini duyanlar, beş yılın nasıl geçtiğini anlamadan, 'kendisi iyi ama ekibi kötü' mazereti eşliğinde koltuğuna veda edecekler!

Ortak akıla önem veren, eleştiriler ile kendisine yön çizen, halkının sorunlarını bilen, çözüm üreten, dalkavuklarla değil de işin ehli insanlarla yol yürüyenler ise bir 'belediyecilik markası' haline gelecektir. Bunun örneği de hem ülkemizde, hem de şehrimiz de bir hayli fazladır. Seçim kazanmak kolaydır! Zor olan; Bir sonraki dönemde milletin yeniden desteğini alarak, tekrar başkan seçilecek kadar 'başarılı' olmaktır.

Başarılı bir belediye başkanı olmak için, Ainstein olmaya gerek yok. Şöyle bir hafıza tazeleyip, seçim kaybeden belediye başkanlarına bakmak yeterli olacaktır. Halkın gönlüne giremeyen, hizmet noktasında yetersiz kalan, yönetim zaafiyeti yaşayan, personeline tepeden bakan her belediye başkanı, önündeki ilk seçimde kaybetmiştir! Yıllardır böyledir, yıllarca da böyle olacaktır!

Beş yılı uzun sananlara küçük bir hatırlatma yapmakta da fayda var! İlk altı ay misafir ağırlamalar, hayırlı olsunlarla geçecek. İkinci altı ayda, ilk altı ayda verilen yanlış kararlar düzeltilmeye çalışılacak. Gitti mi bir yıl! Son bir yıl da seçim işleriyle geçecek! Elde var üç yıl! Onun da bir yılı tatiller, izinler, bayramlar, seyranlarla geçecek! Yani yapılacak olan topu topu iki yıl belediye başkanlığı! Onu da güzel yapan, marka olur!

Uzun lafın kısası; Perşembe'nin gelişi, Çarşamba'dan belli olur! Kim nasıl başlarsa öyle gider. Umarım yeni belediye başkanları iyi başlar ve iyi gider. Yoksa beş yıl sonra, 'Görevi yeni belediye başkanımıza devrediyorum' diye tören eşliğinde koltuğu teslim etmek zor gelir!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve memleketsamsun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.