160*600 sol
Sitenin sağ 160 600
Tonguç Ali Anıl
Köşe Yazarı
Tonguç Ali Anıl
 

DOSTLUK ÜZERİNE!

İnsan ömrü bir yolculuktur ve bu yolda en değerli hazinemiz, hiç şüphesiz dostluklardır. Ancak ne acıdır ki, modern çağın hızlı ve çıkara dayalı ilişkilerinde, gerçek dostlukların değeri sıkça göz ardı ediliyor. Benim için dostluk, içinde hiçbir menfaat ya da koşul barındırmayan, saf ve karşılıksız bir duygudur. Bu tanımın dışına çıkan her şey, dostluk kisvesi altında gizlenen bir yanılgıdan ibarettir. Yarım asırı geride bıraktığım ömrümde, beni en çok yaralayan, hatta içimi burkan şey, üzerinde yılların emeği olan, ilmek ilmek örülmüş dostlukların küçücük bir menfaat uğruna kolayca feda edilmesi olmuştur. Bu tür insanlara 'sahte dost' demek bile onlara fazla bir paye vermek gibi geliyor bana. Onlar, sizi görünce kucaklayan, övgüler yağdıran tiplerden çok daha tehlikelidir. Asıl mesele, görmediğinizde de yanınızda gibi hisseden, zor zamanlarınızda eli kolu uzanan, varlığıyla size güç veren insanları bulabilmektir. Hayatım boyunca nice "dost sanmışlıklarım" oldu; öyle ki bu konuda bir tez yazacak kadar birikim sahibiyim. Çıkarı biteni, menfaati tükeneni sessiz sedasız uğurladım hayatımdan. Çünkü bir ilişkide menfaat kapısı kapandığında dostluk da bitiyorsa, orada dostluk hiç var olmamıştır. Peki ya gerçek dostlar? Onlar, tıpkı ömürlük birer madalya gibi, başımın üstünde taşıdığım nadide varlıklardır. Onların dostlukları, ne bir çıkar beklentisiyle kurulmuştur ne de bir menfaatle son bulur. Dostluklar, şüphesiz ki vefa üzerine inşa edilmeli. Bir bardak çayın sıcaklığını, bölüşülen bir simidin lezzetini, paylaşılan bir acının ağırlığını, eşlik edilen bir mutluluğun coşkusunu unutanlardan ne dost olur ne de arkadaş. Böylesi insanlara bırakın dostluk kapılarınızı açmayı, selam bile vermeyin! Zira vefasızlık, dostluk ağacının köklerini kurutan en zehirli ottur. İnsanlığın başlangıcından bu yana yaklaşık 110 milyar insanın yaşayıp öldüğü öngörülüyor. Bu muazzam kalabalığın içinde kimseye kalmadı bu dünya, kimseye kalmayacak. Baki'nin o meşhur beytinde ne güzel ifade ettiği gibi: "Bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş..." Gerçekten de, dünyadan göçüp giderken arkamızda bırakacağımız en değerli miras, kalplerde bıraktığımız hoş bir sedadır. Bu seda, samimi ve karşılıksız dostluklarla yankılanır. Gelin, menfaatperest ilişkilerin sığ sularında boğulmak yerine, vefanın derinliklerinde, hoş bir seda bırakacak dostluklara yelken açalım. Çünkü hayat kısa, vefalı dostluklar paha biçilmez. Sevgiyle, dostlukla ve vefa ile kalın...
Ekleme Tarihi: 05 July 2025 - Saturday

DOSTLUK ÜZERİNE!

İnsan ömrü bir yolculuktur ve bu yolda en değerli hazinemiz, hiç şüphesiz dostluklardır. Ancak ne acıdır ki, modern çağın hızlı ve çıkara dayalı ilişkilerinde, gerçek dostlukların değeri sıkça göz ardı ediliyor. Benim için dostluk, içinde hiçbir menfaat ya da koşul barındırmayan, saf ve karşılıksız bir duygudur. Bu tanımın dışına çıkan her şey, dostluk kisvesi altında gizlenen bir yanılgıdan ibarettir.

Yarım asırı geride bıraktığım ömrümde, beni en çok yaralayan, hatta içimi burkan şey, üzerinde yılların emeği olan, ilmek ilmek örülmüş dostlukların küçücük bir menfaat uğruna kolayca feda edilmesi olmuştur. Bu tür insanlara 'sahte dost' demek bile onlara fazla bir paye vermek gibi geliyor bana. Onlar, sizi görünce kucaklayan, övgüler yağdıran tiplerden çok daha tehlikelidir. Asıl mesele, görmediğinizde de yanınızda gibi hisseden, zor zamanlarınızda eli kolu uzanan, varlığıyla size güç veren insanları bulabilmektir. Hayatım boyunca nice "dost sanmışlıklarım" oldu; öyle ki bu konuda bir tez yazacak kadar birikim sahibiyim. Çıkarı biteni, menfaati tükeneni sessiz sedasız uğurladım hayatımdan. Çünkü bir ilişkide menfaat kapısı kapandığında dostluk da bitiyorsa, orada dostluk hiç var olmamıştır.

Peki ya gerçek dostlar? Onlar, tıpkı ömürlük birer madalya gibi, başımın üstünde taşıdığım nadide varlıklardır. Onların dostlukları, ne bir çıkar beklentisiyle kurulmuştur ne de bir menfaatle son bulur. Dostluklar, şüphesiz ki vefa üzerine inşa edilmeli. Bir bardak çayın sıcaklığını, bölüşülen bir simidin lezzetini, paylaşılan bir acının ağırlığını, eşlik edilen bir mutluluğun coşkusunu unutanlardan ne dost olur ne de arkadaş. Böylesi insanlara bırakın dostluk kapılarınızı açmayı, selam bile vermeyin! Zira vefasızlık, dostluk ağacının köklerini kurutan en zehirli ottur.

İnsanlığın başlangıcından bu yana yaklaşık 110 milyar insanın yaşayıp öldüğü öngörülüyor. Bu muazzam kalabalığın içinde kimseye kalmadı bu dünya, kimseye kalmayacak. Baki'nin o meşhur beytinde ne güzel ifade ettiği gibi: "Bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş..." Gerçekten de, dünyadan göçüp giderken arkamızda bırakacağımız en değerli miras, kalplerde bıraktığımız hoş bir sedadır. Bu seda, samimi ve karşılıksız dostluklarla yankılanır. Gelin, menfaatperest ilişkilerin sığ sularında boğulmak yerine, vefanın derinliklerinde, hoş bir seda bırakacak dostluklara yelken açalım. Çünkü hayat kısa, vefalı dostluklar paha biçilmez.

Sevgiyle, dostlukla ve vefa ile kalın...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve memleketsamsun.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.