Son zamanlarda duyduğumuz, kulağımıza gelen o boş, anlamsız ve seviyesiz ithamlar...
Samsunspor taraftarını, omuz omuza mücadele veren taraftar gruplarını eleştirenlerin boş seslerini duyuyoruz. Peki kim bu eleştirenler? Hayatında ne deplasman görmüş, ne stadyumun yolunu bilmiş, bilse bile yerinden kalkıp sesi çıkmayan acizler! Onlar ki, sıcak evlerinde oturup klavye başında ahkâm kesenler...
Onlar ki; Bu sevdanın ne demek olduğunu zerre kadar anlamamış olanlar...
Samsunspor taraftarını eleştirmeden önce, insan bir dönüp kendine bakmalı, kendini sorgulamalı! Siz hiç o çocuklar gibi kar kış demeden, yağmur çamur dinlemeden, buz gibi havada ya da kavurucu sıcakta, hangi zorlu koşul olursa olsun şehrinizin takımının yanında olmak için mücadele ettiniz mi?
Bu çocuklar, bu yiğitler, evlerinden, ailelerinden, hatta sofralarındaki lokmalarından kısarak, varını yoğunu Samsunspor için ortaya koyanlar. Onlar, bu sevda için yüzlerce, binlerce kilometrelik yolları, ufacık otobüs ve minibüs koltuklarında, aç susuz demeden gidenler...
Siz hiç ailenize ayırmanız gereken kıymetli vakitlerden çalıp, tribünlerde o muhteşem koreografileri hazırlamak için saatlerce emek harcadınız mı? 20 metrelik, 30 metrelik devasa bezlerin üstünde, elinizde boyalar ve fırçalarla günlerce uğraşıp, o şanlı armayı bir sanat eserine dönüştürmek için ter döktünüz mü? Cebinizde bir sonraki öğününüzün parası bile kalmayana kadar, bütün birikiminizi bu aşk uğruna harcadınız mı? Bırakın bunları, siz hiç coşkulu bir maçın ardından, bir hafta boyunca sesiniz kısık gezdiniz mi? Yeri geldiğinde bu armanın namusunu savunmak için kendinizi kavgaların içinde buldunuz mu?
Ya arkadaş!
Siz tribün ne demek biliyor musunuz?
Tribündeki o dostluktan, kardeşlikten, vefa'dan haberiniz var mı?
Taraftar olmak... Samsunspor taraftarı olarak yaşamak demek, o 90 dakika boyunca ruhunu sahaya yansıtmak, boğazın yırtılırcasına bağırmak demektir. Kimse yokken, kulüp dar boğazdayken, en zor zamanlarda yine bu çocuklar vardı! Omuz omuza veren o gruplar vardı. Onlar, memleketlerini, şanlı armayı ülkenin dört bir yanında savundular. İkinci Lig'de, Birinci Lig'de, Süper Lig'de... Nerede olursa olsun, her zaman, her yerde koşulsuz şartsız destek oldular.
Kimse oturduğu yerden, sıcak koltuklarından, bu kadar fedakârlık yapan tribündeki çocukları eleştirme hakkına sahip değildir! Bu şehirde futbol denince akla gelen en büyük güç, en büyük sevda, o kırmızı-beyaz formalara adanmış ruhlardır.
Taraftarı eleştirenlerin, onları yıkmaya ve parçalamaya çalışanların yaptıkları, bu devasa emeğe saygısızlıktır! Ama bilin ki, bütün bu çabaları boşunadır. Stadyumun yolunu bilmeyenlerin, hasbelkader bilse bile sessizce yerinde oturup, maçını izleyip gidenlerin, bu şehrin şerefi olan çocukları eleştirme haddi yoktur.
Samsunspor taraftarı bu şehrin gururudur. Onları baş tacı yapacaklarına eleştirenler, o çocukların döktüğü tere, harcadığı zamana ve paraya ayıp ediyor. Haksızlık ediyor, kul hakkına giriyor!
Siz her zaman boş boş konuşurken onlar yolda...
Siz uyurken, onlar pankart çiziyor!
Siz susarken, onlar bağırıyor.
Siz kaçarken, onlar kovalıyor!
Siz yokken, onlar vardı!
Siz yarın yine olmadığınızda,
onlar her zaman yerlerinde olacak!
Bu sevda, sizin anlamsız ithamlarınızla sarsılmayacak kadar köklüdür, güçlüdür.
Taraftar, Samsunspor'un ruhudur ve öyle kalacaktır.
Sevgiyle, Saygıyla ve Samsunspor Aşkıyla Kalın...